İnsülin Direnci

Obezite (aşırı kiloluluk), prediyabet  (gizli şeker) ve diyabetin (şeker hastalığı) hızla artması, toplumun her kesiminde yeni bir kavramın da dillendirilmesine neden olmuştur: İNSÜLİN DİRENCİ

İnsülin hormonu, vücudumuz tarafından salgılanır ve kan şekerini kontrol altına almakla görevlidir. Diyabet (şeker hastalığı),vücutta yeterli miktarda insülin hormonu üretilmemesi ya da üretilen insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişir. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri kullanamaz ve kan şekeri yükselir. İnsülin direnci ise, yeterli insülin salınımı olmasına rağmen insülinin vücutta etkisini göstermesindeki zorluk olarak tanımlanabilir.

İnsülin direnci; yağ ve protein metabolizması, yağ doku, kas-iskelet sistemi, üreme sistemi ve bağışıklık sistemi gibi pek çok sistemi olumsuz etkilemektedir.

Kimler risk altındadır?

  • Bel çevresi ölçümü, 94 cm üstünde olan erkekler ile 80 cm üstünde olan kadınlar,
  • Kan şekeri seviyesinin 100 mg/dl veya üzerinde seyretmesi,
  • Bireyin kan basıncının 130/85 mmHg üzerinde olması veya hipertansiyon tedavisi uygulanıyor olması,
  • Trigliserid düzeyinin 150 mg/dl üzerinde olması veya antihiperlipidemik tedavi alınması,
  • İnsülin direnci veya tip 2 diyabeti olan bireylerin 1. derece yakınları,
  • Hareketsiz yaşam biçimi olan bireyler.

Belirtileri nelerdir?

  • Sürekli açlık ve mide kazınması şikâyetleri,
  • Kişinin yemek sonrası hızlıca şekerin düşmesinden dolayı ellerin titremesi ve terlemesi,
  • Bel çevresinin genişlemesi,
  • Kilo artışı,
  • Kilo verememe şikâyetleri,
  • Sık sık tatlı yeme isteği,
  • Kadınlardaki adet düzensizlikleri,
  • Yorgunluk ve halsizlik hissi,
  • Uykusuzluk hali,
  • Karaciğerde yağlanma.

Bu belirtileri olan kişilerin mutlaka AİLE HEKİMİNE başvurmaları gerekmektedir.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

  • Yaşam Tarzı Değişikliği: Tıbbi beslenme tedavisi, egzersiz ve uyku düzeninin sağlanmasından oluşan etkin bir yaşam tarzı değişikliği, insülin direnci olan bireylerde diyabet oluşma riskini yaklaşık olarak %50 oranında azaltır, kilo vermeyi kolaylaştırır. Ek olarak kalp-damar hastalığı riski ve bazı kanser tiplerine yatkınlık riski de azalır.
  • İlaç tedavisi
  • Cerrahi tedavi

Kaynak: https://erzurumism.saglik.gov.tr