Cinsel şiddet kişinin kendi rızası dışında herhangi bir cinsel eyleme maruz kalması ya da buna kalkışılmasıdır. Sadece sözel ya da mimik ve jestler aracılığıyla olabileceği gibi doğrudan (dokunmadan cinsel birlikteliğe varan) fiziksel etkileşimin de olduğu durumları kapsar. Yani akla sadece tecavüz gelmemelidir. Şiddetin derecesi değişkenlik gösterse de olumsuz etkileri görmezden gelinemez. Cinsel şiddet tamamen yabancı kişiler tarafından uygulanabildiği gibi aile veya yakın çevreden biri, iş yerinden biri, randevulaşılmış biri, sevgili ve hatta eş tarafından da uygulanabilir. Kişinin rızası dışında geçekleşen ya da kalkışılan cinsel eylemler aşk, ihtiras, tutku ifadesi olarak değil hükmetme, kötü davranma, aşağılama içeren bir saldırganlık olarak anlaşılmalıdır. Yinelenmesinin önüne geçilebilmesi için yardım alınması gereklidir.
Cinsel şiddet kadınlara daha sık uygulanıyorsa da, erkekler de mağdur olabilmektedir. Çocukluk döneminde cinsel istismarın sanılandan çok daha yaygın olduğu çalışmalarla gösterilmektedir. Mağdurların önemli bir kısmı başvuruda bulunmadığı için cinsel şiddet sıklığının bilinenin de üzerinde olduğu düşünülmektedir. Bildirimde bulunmamanın en önemli sebeplerinden biri durumun bir şiddet, saldırı olarak anlaşılmaması, diğeri de mağdurun kendine pay çıkarmasıdır. Herkes cinsel şiddete maruz kalabilir ve hiç bir zaman cinsel şiddet mağdurun suçu değildir. Kim olduğunuz, ne iş yaptığınız, günün hangi saatinde, nerede olduğunuz, ne giyinip nasıl davrandığınızın bir önemi yoktur; hiçbir durum mağdurun kendini suçlamasını gerektirmez. Şiddetin sorumlusu uygulayan kişidir ve bu durumda saldırganlık cinsel yolla ifade edilmektedir.