Antibiyotik Direnciyle Mücadele

Günümüzde antibiyotik direnci giderek daha önemli bir sağlık sorunu haline gelmektedir. Çoklu ilaç direnci yaygınlaşmaktadır. Gram negatif bakteriler arasında karbapenemaz ve geniş spektrumlu beta laktamaz taşıyan bakterilerin insidansı artış göstermektedir. Bu durum özel bir önem arz etmektedir, zira bahsedilen dirençli gram negatif bakteriler için hali hazırda kullanılacak fazla bir alternatif bulunmamakta ve bu bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar ciddi bir sağlık tehdidi oluşturmaktadır.

Bu durumun önemli bir nedeni son dönemde, özellikle de gram negatiflere karşı etkili, yeni bir etki mekanizmasına sahip bir antibiyotiğin üretilememiş olmasıdır (gram negatif bakterilere karşı etkili olan ve yeni bir etki mekanizmasına sahip son ilaç 1962 yılında keşfedilen nalidiksik asid olarak gösterilmektedir). Bu durum, antibiyotik tedavisinin klinik etkililiğinin devamının sağlaması için müdahalelerin yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Antibiyotiklerin tıp pratiğindeki öneminin büyüklüğü düşünüldüğünde, antibiyotiklerin etkisini geçersiz kılma tehdidi oluşturan antibiyotik direncinin ve bu probleme karşı akılcı mücadelenin önemi açıklama gerektirmemektedir. Herhangi bir probleme karşı akılcı bir müdahale gerçekleştirmek için önce problemin ve problemin tarihi süreç içerisinde gösterdiği seyrin tanımlanması, müdahalenin kısa ve uzun vadedeki hedefinin belirlenmesi, bu hedefler doğrultusunda ayrıntılı bir müdahale planının oluşturulması, bu planın plan kapsamında sorumluluk taşıyan kişilere anlatılması ve bu doğrultuda gerçekleştirilen eylemlerin değerlendirilerek gereken durumlarda hedef yönünde düzeltici müdahalelerde bulunma imkânının sağlanması gerekmektedir.

Antibiyotik direncine karşı mücadele iki başlık altında değerlendirilebilir. Bunlardan ilki yeni ilaçların geliştirilmesi (antibiyotikler, direnç gelişimini veya etkililiğini baskılayan ilaçlar vb.); ikincisi ise antibiyotik direnci gelişimini yavaşlatarak mevcut antibiyotiklerin etkililiğini artırmaktır. Bu iki yol hiçbir durumunda birbirinin alternatifi değildir; ve antibiyotik direnciyle mücadele sürecinde birlikte sürdürülmeleri gerekmektedir.

Antibiyotik direnciyle mücadele küresel bir sorundur ve küresel sorumluluk gerektirir. Bu doğrultuda uluslararası bir konjontürde ulusal planların hazırlanması ve bu planların işbirliği ve uyum içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Akılcı antibiyotik kullanımına yönelik müdahaleler, davranışları antibiyotik direncinin gelişmesi ve yayılması üzerinde etki oluşturan kişileri hedeflemektedir. Bu kişiler antibiyotikleri tüketenler, reçeteleyenler, dağıtanlar, hastane yöneticileri, veterinerler, tanı laboratuvarları, ulusal hükümetler, ilaç firmları, meslek kurumları ve uluslararası ajansları kapsamaktadır. Belirtilen sorumlu tarafların ortak irade ve çabasıyla antibiyotik direncine karşı mücadele etkili olarak planlanabilir, işbirliği ve uyum içinde uygulanabilir, izlenebilir ve değerlendirilebilir.